Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Trendyol Süper Lig’de bu hafta oynayacakları Beşiktaş derbisi için yaptığı açıklamada, “Önemli bir derbi. Beşiktaş ligin iyi takımlarından biri. Teknik direktör değişikliği oldu. Burak Yılmaz geldi, Burak da Türk futbolu için önemli bir isim, çok sevdiğim, çok değer verdiğim bir isim. Her maçı olduğu gibi bunu da kazanmak istiyoruz” dedi. Buruk, UEFA Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkmak için iddialı bir takım olacaklarının da altını çizdi.
Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, GS TV’ye açıklamalarda bulundu. Bu sezonla ilgili düşüncülerini dile getiren Buruk, “Bir teknik direktör için, en güzeli, en kolayı tam takım olarak hazır şekilde sezon başı kampını yapıp, tüm transferler ile tüm hazırlık maçlarını oynayarak, Avrupa ve lige başlamak bizim için ideal senaryoydu. Ama hem elimizdeki imkanlar hem bir değişim içerisine girdik. Aslında geçen senenin şampiyon takımından pek çok oyuncu değiştirdik. Tabii burada amaç kadro kalitesini daha yukarı çekmek amaç. Çünkü Şampiyonlar Ligi oynayacaksınız, Süper Lig oynayacaksınız, Türkiye Kupası oynayacaksınız. Yani hedefler büyüdükçe kadronun daha iyi hale gelmesi, daha yarışmacı bir kadro olması gerekiyor. Bu da kolay değil, transfer yapmak kolay değil. Burada birçok etkeni var transferin. Oyuncuyu bulacaksınız, ikna edeceksiniz. Sizin bütçeniz, kulübünün bütçesi, oyuncu Türkiye’ye gelecek mi gelmeyecek mi, hedefleri ne. İnanılmaz farklı şeyler ortaya çıkıyor. Tabii ailesi var, yaşadığı şehir, geldiği şehir var, kazandığı para var. Burada transferin aslında biz ne kadar zor olduğunu biliyoruz ama bunu dışarıya da doğru anlatmak gerekiyor. Transfer zor bir iş. Bu bir süreç istiyor, bu süreç içerisinde biz bir yandan hem takımı tamamlamaya çalışırken bir yandan da yarıştık. Oyuncular geliyor, hazır olmadan gelen var. Geçmiş dönemden sakatlığı olan mesela, Zaha o şekilde gelmişti. Daha hazır olmayan oyuncular, antrenmansız gelen oyuncular, bu teknik adam için de oyuncular için de zor. Çok hızlı şekilde Şampiyonlar Ligi ön elemesi başladı. Bir yandan bu oyuncuları hazır hale getirmeniz gerekiyor, transfer yapmanız gerekiyor. Gidecekler, kafasında soru işareti olanlar, kalacak mıyım diye soru işareti olanlar. Transfer dönemi bitene kadar aslında hiçbir şey normal değil. Transfer bitiyor ondan sonra her şey normale dönüyor. Burada oyuncuların performansının artması, en iyi durumlarını bulması tabii eylül başını buluyor. Biz şu anda ekim ortasındayız. Yukarı doğru giden bir performansımız var. Bunu da devam ettirmek istiyoruz aslında. Bize sonradan katılan oyuncuların takıma girmesi, adaptasyonu, fiziksel ve mental olarak da hazır hale gelmeleri gerekiyor. Bizim unuttuğumuz şeylerden biri de bu oyuncular, yeni bir ülkeye geliyor, yeni bir şehre geliyor. Burada adaptasyon sorununu erken halleden var, geç halleden var. O yüzden pek çok etken var. Oyuncuların gerçek performanslarını bulmaları için bazen zaman da gerekiyor. Dediğim gibi biz takım olgusunu oluşturmaya başladık. Çok maçımız var. Burada maç maç oyuncu değişiyor, giren oyuncu oluyor, çıkan oyuncu oluyor. Bütün oyuncularımıza çok ihtiyacımız var. Her konuşmamda onlara söylüyorum. Hepsi çok önemli, hepsi çok değerli bizim için. Belki başlamayacak devam edecek, belki ortada girecek, belki en sonda finali yapıp takımı şampiyonluğa taşıyacak oyuncular bunlar. Bunu da oyuncuların kafasında oturtmak gerekiyor. Oynamayan oyuncu da bizim için çok değerli. Belki de bir sonraki maç, oynamaya aday oyuncu zaten. Oyuncularımıza da bunu hep vermeye çalışıyorum. Zaten takım olarak iyi yoldayız. Yukarı doğru giden bir performansımız var. Çok yoğun bir tempoyu (7 maçlık) geride bıraktık. 3 günde bir maç oynadık. Bunu iyi geçtik. Şu anda 6 tane daha arka arkaya maçımız var. Sadece 1 maç arasında cuma Kasımpaşa ile oynayacağız, cumartesi-cuma oynama şansımız var. Onun dışında 3-4 günde bir maçlarımız var, buna da elimizdeki oyuncularla, milli takıma gitmeyen oyuncularla hazırlanmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
“Galatasaray teknik direktörü olarak milli takımımıza verdiğimiz hizmet açısından sevindirici bir ara geçirdik”
Milli maç arasında futbolculara uzun bir dinleme süresi verdiğini belirten sarı-kırmızılıların teknik direktörü, “Burada dinlendiler, dinlenme süresini de uzun verdim. Çünkü üst üste çok maç oynuyoruz ve üst üste maç oynayacağız. Burada 4 günlük izin yaptılar, tekrar yenilenmeleri için de buna ihtiyaçları vardı, bunu da bence olumlu bir şekilde geçirdik. Milli takıma giden oyuncularımdan ötürü de mutluyuz. Bir yandan da onlar için de bir değer. Özellikle biz kendi milli takımımıza giden oyuncularımız için. Türkiye’nin başarısı, Türk milli takımının başarısı önemli. 3 oyuncumuz ilk 11’de oynadı, Kaan sonradan girdi. Hepsi önemli performans verdi bence, bu da aslında benim açımdan Galatasaray teknik direktörü olarak milli takımımıza verdiğimiz hizmet açısından da çok sevindirici bir ara geçirdik” şeklinde konuştu.
“A Milli Takımı ve Montella’yı tebrik ediyorum”
A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Vincenzo Montella ile iletişim halinde olduklarını belirten Okan Buruk, “Ben öncelikle hayırlı olsun demek istiyorum. Montella ile iletişimimiz de var. Geldikten sonra ben de aradım, o da Manchester maçı sonrası tebrik etti. Her türlü yardıma, desteğe hazır olduğumuzu da ilettim. Ülkemiz için inşallah hayırlısı olur. Bence iyi bir başlangıç oldu. Belki Hırvatistan maçını kazanmasak bile gruptan çıkma şansımız yüksekti ama Hırvatistan maçını kazanarak Avrupa Şampiyonası’na katılacağımızın imzasını attık. O yüzden hem bütün oyuncularımızı hem de milli takımımızı, futbol federasyonumuzu da bu anlamda tebrik etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
“Yakalanan başarı milli takıma da yansıdı”
Bu sene Avrupa’da yakalanılan başarının altında mental olarak maçlara hazırlanmanın olduğunu söyleyen Buruk, “En büyük etkenlerden biri bence bu sene Avrupa’da yakaladığımız başarı. Hem Galatasaray hem Fenerbahçe’nin şu anda Avrupa’da yakaladığı başarı. Aslında bu milli takıma da yansıdı. Baktığınızda yine Galatasaray, Fenerbahçe, yurt dışından da gelen oyuncularımız oldu. Ama büyük bir bölümü aslında yine Galatasaray, Fenerbahçeli oyuncuların çoğunluğunun lokomotif olduğu bir takım oldu. Burada hem Galatasaray’ın, Manchester United’ı deplasmanda yenmesi, Fenerbahçe’nin UEFA Avrupa Konferans Ligi’ndeki grupta 2 maçını da kazanması bence oyuncuların mental olarak kafalarında ne kadar başarı kazanan oyuncular olduğunu ve bunun da milli takıma olumlu bir şekilde taşıdıklarını net bir şekilde söyleyebilirim” açıklamasında bulundu.
“Yoğun fikstürde galibiyetler çok önemli”
Yoğun fikstürlerden geçtiklerini ifade eden Okan Buruk, “Tabii sonuçlar olumlu. Bazen hep en iyi futbolu da bekliyoruz, ben de bekliyorum, taraftar da bekliyor. Burada iyi oynadığımız maçlar da oldu, iyi oynamadığımız maçlar da. Kazandığımız, berabere bitirdiğimiz. Ama dediğim gibi çok geç biten bir sezon oldu. Biz haziranın 4’ünde sezonu bitirdik, kutlamalar derken bu oyuncuların tatile gidip buraya dönmeleri, aslında tatil yaptıklarının bile farkında değillerdi. Çok kısa bir tatil oldu, önceki sezonlara göre. Mili takıma giden oyuncular da oldu. Hızlı bir şekilde yeniden başladılar. Tabii bu oyuncuların adaptasyonu, hem fiziksel hem mental olarak tekrar sezona alışmaları da süreç alıyor. O yüzden bence şu anda milli takım araları bu anlamda bize yarıyor. Dinleniyoruz, yenileniyoruz milli takımda oynamayan oyuncularla. O yüzden bu aralarda, yine kasımda da bir ara var. Bu aralarda biraz daha dinlenme şansımız oluyor, yoğun maç temposunda. Performansın yükselmesi, erken forma girmek, her şeyin kafada olduğunu düşünmüyorum. Siz nasıl kendinizi inandırırsanız veya nasıl yaşarsanız bana göre yoğun maç temposunda oyuncular oynayabilir. Bütün dünya oynuyor bunu. Tabii ki yorucu oluyor, seyahatler yorucu oluyor. Maçlardan çok yurt dışına, mesela İngiltere’ye gittik, çok uzun bir süre, sabah 7’de buraya indik. Bunlar oyuncuları yoruyor. Ama 3-4 günde bir maç, bazı oyuncuların daha çok hoşuna gidiyor. Başarılı oldukça da, maç kazandıkça da bence oyuncuların performansları yine aynı şekilde bir sonraki maça yansıyor. Moral bozuklukları, burada belki o yorgunlukları arttıracak şeyler ama çok şükür kazanarak gittik. Bu da istediğimiz gibi gidiyor hem ligde, hem de Avrupa’da iddiamız var. Bunu da aynı şekilde devam ettirmek istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“Galatasaray, Türk futbolunun lokomotifi”
Türk futbolunun lokomotifinin Galatasaray olduğunu vurgulayan Buruk, “Hem Şampiyonlar Ligi’ne katılmak, hem Şampiyonlar Ligi’nde maç kazanmak Türk takımları için çok zor bir hale geldi. Uzun zamandır belki baktığımızda, Başakşehir, Manchester United’ı yendiği maç ve bizim Manchester’ı yendiğimiz maç. Son 3-4 seneye baktığımızda 2 galibiyetimiz var. Yine katılmada uzun zaman hep ön elemelerde sıkıntı yaşamıştık. Bu sene, bunu da kırdık. Bence Türk futbolunun yükselişi var. Burada da lokomotifin her zamanki gibi Galatasaray olduğunu düşünüyorum. Türk futbolundaki yükselişin de lokomotifi yine Galatasaray. Avrupa’da yaşadığı başarılar, Türkiye Ligi’ndeki başarıları, geçen seneki şampiyonluk, Galatasaray’ın vizyonu da ülke futboluna önemli bir katkı sağlıyor. Bu, statların doluluğundan, en çok stadı dolduran taraftara sahibiz. Oradaki destek, oradaki enerji, oradaki birliktelik aslında birçok takıma örnek oluyor. Bundan alıntı yapan takımlar oluyor, bu anlamda Türk futbolunun lokomotifi Galatasaray. Gerçekten Türk futbolunun marka değerini de, Türkiye Ligi’nin marka değerini de yaptığı transferlerle, getirdiği oyuncularla çok yukarıya çekti ve bu da herkes için aslında vizyon oldu. Galatasaray’ın bu anlamda Türk futboluna verdiği destek, beni çok mutlu ediyor. Çünkü herkesin Galatasaray’a ilgisini sokakta inanılmaz bir şekilde görüyoruz. Bu tamamen başarıyla alakalı bir şey, getirdiğiniz oyuncular, oynadığınız oyun, yaptığınız şovla. Sonuçta bu iş bir şov ve bu şovun içerisinde önemli figürler olması bizim için, Galatasaray taraftarı için, Türk futbolu için önemli bir değer katıyor” dedi.
“Rekorlarda hepimizin emeği var”
Kırılan rekorlarda herkesin emeği olduğunu ifade eden sarı-kırmızılıların teknik direktörü, “Hiçbir şey bilmeden yaşıyoruz aslında. Mesela sonradan duyuyoruz, şöyle bir rekor oldu diye, bunu hiç bilmediğimiz veya hiç hesaplamadığımız, hiç düşünmediğimiz için. Mesela bu rekorları kırdıktan sonra diyorsunuz ki, böyle bir şey varmış. Galibiyet serisini de aslında bilmiyorduk. Belli bir sayıya ulaştıktan sonra öğrendik galibiyet serisi sayısını, geçen sene kırdığımız rekoru. Ben hep bunu net ve açık bir şekilde söylemek istiyorum, bunu da çok içtenlikle söylüyorum. Bu ne benim, ne oyuncularımın tek başına kırdığı rekor değil. Aslında başında belki benim ismim yazılıyor teknik direktör olarak ama bu hep beraber, Galatasaray taraftarı, camiası ile kırdığımız rekor. Bu birlikteliği gösteren, bu kadronun oluşmasında verdikleri güçle, bizi destekleyen, bizim de bunu sahada göstererek ortaya çıkardığımız bir başarı bu. Hep beraber yaşadığımız hep beraber kırdığımız rekor aslında. Bu Galatasaray’ın kırdığı bir rekor. Burada bizim isimlerimiz geçiyor belki ama bence en başta oraya Galatasaray ismini koymamız gerekiyor. Galatasaray’ın oluşturduğu bu ortam bütün oyunculara bir şekilde yansıyor, bize net bir şekilde yansıyor. Benim görevim de zaten bunu yönetmek, oyuncularımızı maça hazırlamak taktiksel olarak onları hazırlamak, saha dışında hazırlamak, psikolojik olarak hazırlamak, hepsini hazır halde tutmak. Bunu da çok şükür 2 senedir çok iyi bir şekilde götürüyoruz. Bu da çok önemli tabii ki. İstediğiniz kadar iyi oyuncu alın ama bunları doğru bir şekilde kullanmadığınızda başarı şansınız yok. Çok önemli transferler yapılabilir ama burada başarı hiçbir zaman garanti değil. O yüzden başarıyı oluşturan etkenler içerisinde biz saha içindeyiz ama saha dışında da bizi destekleyen inanılmaz bir kitle var. Bizi destekleyen, desteklemeye devam eden ve her zaman bu takıma enerji veren, bizlere enerji veren, sokağa çıktığımızda bize o sevgiyi gösteren, oyuncularımıza o sevgiyi gösteren, sosyal medyada o sevgiyi gösteren, tabii ki eleştiriler de oluyor, hepsi olacak bunu da kabul etmek lazım. Ama gerçekten biz hep beraber olduğumuzda ne kadar büyüdüğümüzü ne kadar fark attığımızı ve Galatasaray ismini başarılarla birlikte ne kadar daha dünyaya duyurduğumuzu net bir şekilde görüyoruz. Hep beraber buna devam edeceğiz” diye konuştu.
“Hakim Ziyech’te yeni bir durum yok”
Milli takımdan dönecek oyuncuları beklediklerini söyleyen Okan Buruk, “İyi olan Türk milli takımının maçının erken olması. Hızlı bir şekilde bize katılacaklar. Onun yanında yurt dışına gidenler var. Bizim için en zoru Güney Amerika. Davinson Sanchez, en geç gelecek oyuncumuz. Perşembe günü gelecek, cuma günü takımla birlikte antrenmana çıkacak, cumartesi gününe hazır olacak. Diğer oyuncularımız da Afrika’da özellikle giden oyuncularımız var. Bakambu ile Zaha. Hakim Ziyech, daha iyileşmedi, milli takıma gitti ama orada tedavisine devam ediliyor. O konuya da açıklık getireyim. Hakim’in zaten burada olan bir ufak rahatsızlığı vardı. Milli takıma gittiğinde zaten oradaki milli takım doktoru ve hocasıyla yaptığımız görüşmelerde, orada oynatılmayacak ama tedavisine devam edilecek. Buraya döndüğünde de inşallah bizimle, takımla birlikte çalışmalara başlayacak diye düşündük. Burada ayağındaki ağrıyı sanki orada tekrar olmuş gibi dışarıya lanse ettiler ama bunun hiçbir gerçeklik payı yok. Hakim kendi kontrolümüz altında, bizim verdiğimiz, doktorumuzun verdiği program dahilinde orada milli takım ekibiyle birlikte tedavisine devam ediyor. Devamlı iletişim içerisindeyiz, döndükten sonra da yavaş yavaş bizle başlayacak. Ne zaman oynayacağını göreceğiz” şeklinde konuştu.
“Her maçı olduğu gibi Beşiktaş derbisini de kazanmak istiyoruz”
Trendyol Süper Lig’in 9. haftasında RAMS Park’ta oynayacakları Beşiktaş derbisi hakkında da konuşan Buruk, “Beşiktaş maçı çok önemli bir derbi. Beşiktaş ligin iyi takımlarından biri. Teknik direktör değişikliği oldu. Burak Yılmaz geldi, Burak da Türk futbolu için önemli bir isim, çok sevdiğim, çok değer verdiğim bir isim. Onun için de hayırlı olsun demek istiyorum. İkinci maçı bize karşı olacak. Geçen sezon da benzer bir şey oldu. Geçen sene Şenol Hoca, Ümraniye maçı ile başlamıştı, ikinci maçı bizim maçtı. Aslında aynı zamanlarda bir hoca değişikliği oldu. En iyi şekilde hazırlanacağız. Kadromuz, oyunumuz, kendi sahamızdaki oyunumuz, performansımız, her maçı olduğu gibi bunu da kazanmak istiyoruz. Her kazandığımız maç aslında bir sonraki maça da moral oluyor. 3 günde iki çok önemli maç oynayacağız. Bu 2 maçı en iyi şekilde geçirip taraftarımız ile birlikte önemli bir ortam oluşturmak istiyoruz. Bizi destekliyorlar, stadımız doluyor, her zamanki gibi yine dolacak öyle ümit ediyorum. Zaten çok önemli maçlarda taraftarımızın da tüm maç boyunca bütün oyuncularımıza destek vermesini istiyorum. Bunu tekrar hatırlatalım. Son oynadığımız maçlarda özellikle bazı maçlarda stattan ufak tefek, oyuncularımıza karşı belki çok az olsa da bir ses yükseldi. Bizi inanılmaz itiyor taraftarımız, biz de oynadığımız oyunla onları sahanın içine çekmek istiyoruz. Her zaman iyi oyunla, dominant oyunla, onların gücüyle birlikte biz de gücümüzü arttırmak istiyoruz. Ama tabii ki burada pas hatası da olacak yanlış da olacak, hata da olacak. Futbolun içinde hepsi var, o yüzden ben saha kenarından hata yapan oyuncumu alkışlamaya çalışıyorum, orada da dışarıya o mesajı vermeye çalışıyorum ama burada tabii ki oyuncularımıza 90 dakika boyunca, çünkü 90 dakika oynuyoruz, bütün maç boyunca o desteğimizi verelim. Onların performanslarını daha da yukarılara hep beraber çekeceğiz. O yüzden Beşiktaş maçında da bizim için en önemli gün. Tabii ki taraftarımızı maça bekliyorum, 90 dakika boyunca da yine bizle birlikte hücum, savunma hep beraber bu maçı da kazanmak için elimizden geleni yapacağız” ifadelerini kullandı.
“Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkma adına iddialı bir takım olacağız”
UEFA Şampiyonlar Ligi’nde maç maç düşünmek istediğini belirten Okan Buruk, “Başta herkesin puan hesaplamaları vardı. Ama işin gerçeği de bütün maçlar sahada oynanıyor. Kopenhag maçından sonra da söyledim, beraberliği son dakikalarda yakaladık, önemli bir puandı aslında. Ben o maçı kazanmak için sahaya çıktığımızda, beklentimiz çok büyük olsa da yani 3 puan olsa da beraberlik de tabii ki 2-0’dan getirmek önemliydi. Yine Manchester maçını kazandık çok önemliydi ama şu anda daha hiçbir şey kazanmadık. Hep söylüyorum, grupta herkes birbirini yenebilir. Kopenhag’ın Bayer Münih’i nasıl elinden kaçırdığını net bir şekilde gördük. Şimdi Manchester United, Kopenhag ile 2 maç oynayacak, biz Bayern ile 2 maç oynayacağız. Bu maçlarda beklentimiz tabii ki kazanmak, onun için sahaya çıkacağız. Sahamızda oynuyoruz, deplasmanda da aynı şekilde kazanmak için sahaya çıkacağız. Her maçtan beklentimiz 3 puan kazanmak için oynayacağız. Bunu hep oynadık. Manchester maçında da bunu oynadık. İç saha da olsa deplasman da olsa kendi gücümüzü, kendi oyunumuzu net bir şekilde ortaya koyacağız. Bu 2 maç tabii ki çok önemli, ondan sonraki 2 maç da tabii ki ayrı bir senaryo olacak ama ben maç maç gitmek istiyorum. Aslında hep maç maç düşünmek istiyorum. Bu maçta da kazanmak çok önemli. Kazandığımız takdirde farklı bir yere gelebiliriz. Gruptan çıkma adına iç sahada bu performansı vereceğiz ama tabii ki çok önemli bir takımla oynayacağız. Bayern, yıllardır gruplarda oynadığı maçlarda mağlubiyet görmüyor. O yüzden çok güçlü bir takıma karşı oynayacağız ama dediğim gibi biz de iyi oyunculara sahibiz. Kendi sahamızda oynayacağız oyun felsefemizi aynı şekilde sahaya koyduğumuzda yine bu grup için bir üst tura çıkma adaylarından biriyiz. Bunu Manchester’da gösterdik, yine son 2 maç kendi sahamızda Manchester daha sonra deplasmanda Kopenhag. Bu maçlar da aslında Bayern maçları sonrası alacağımız puanlara göre durumumuzu ortaya çıkaracak. Ama görünen şu ki sonuna kadar hep iddialı olacağız, gruptan çıkma adına iddialı bir takım olacağız” açıklamasında bulundu.
“Taraftarların sevgisine layık olmaya çalışacağız”
Son olarak Galatasaray taraftarına mesaj gönderen Buruk, “Bütün Galatasaray taraftarına sevgilerimi göndermek istiyorum. Onlarla çok mutluyuz, daha büyük hedeflerimiz var. O başarılara hep beraber ulaşacağımızı düşünüyoruz. Bizi gerçekten inanılmaz bir şekilde destekliyorlar. Türkiye’nin neresine gidersek gidelim, bize yaşattıkları ortam ve oyuncularımıza gösterdikleri sevgi, bizim için çok önemli, çok değerli. Biz de onların bu sevgisine layık olmaya çalışacağız” diyerek sözlerini tamamladı. – İSTANBUL